Benim Mücadelem!

Size bir Sticker’ın ve Pelin’in hikayesini anlatmak istiyorum
Yil 2006 . 35 yaşında bir kadin.Jeofizik Mühendisi. Yaklaşık 12 sene sigorta sektöründe yöneticilik ve eğitimcilik kariyerinden sonra çalıştığı broker firma kapanmaya gidince Türkiyenin en büyük sigorta şirketlerinden birine gruplariyla transfer olan ve arkasindan da transfer olduklari sirketin( isvicre hayat sigorta) kendi içinden yetişen elemanlarının bunu hazmedememesiyle, kendi elemanlarıyla birlikte korkunç bir mobbinge maruz kalan bir kadın.

Tabiki o zaman mobbing cok fazla bilinmiyordu. Mobbinge uzun bir sure dayanmaya çalışıp, elemanlari icin ayakta kalmaya çalışan fakat dayanma gücü tükenince Panik Atak olan ve bir anda iş, güç vs hiçbirşey düşünemeyecek kadar perişan olan bir kadın. Son çare istifa ediyor ve ani bir kararla cocukluk hayali olan psikolojiyi okumaya karar veriyor.

Hemen birkac ay sonraki üniversite sinavina giriyor ve tabiki bu kadar sene sonra hic çalışmadan sinava girince puani yüksek olan Psikolojiyi kazanamıyor . Ama pes etmiyor. Daha düşük puanli Saglik Yönetimini yaziyor. Ama tek hedefi psikoloji. Bu arada bir kırtasiyede bir STICKER görüyor. üzerinde GEYİK TERAPİSTİ yazan. Aliyor o stickerı. Baş ucuna koyuyor. Her gun ona bakıyor ve terapist olmayi başaracağım diyor.
1 sene hazirlik. sonra ilk sınıfta notlarini yükseltmek icin gece gündüz çalışıyor. Bu arada anaokuluna giden bir evlat, 24 saat korku ve kaygi icinde oldugu panik atak, ev işleri ve tuzlada her gun gittigi bir okul.
1. Senenin sonunda sinif birincisi olup psikoloji bölümüne çift anadal icin başvuruyor. Kabul edildiniz haber gelecek diyorlar, Ama Mobbing yine pesini birakmiyor ve bütün şartlar sağlandığı halde, psikoloji bölüm başkanı, nedeni anlasilmayan bir sekilde senato karari var, çift anadal yapamazsin diye haber gönderiyor. Haber geldiğinde kadin ailecek tatilde bisiklete biniyor ve haber geldiğinde üzüntüden bisikletten düşüyor bacaklari parçalanıyor butun tatil hastanede ve odasinda yatarak geçiyor.
Ve mücadele tekrar başlıyor. Tatilden dönüp günlerce YÖĶ yasasini inceliyor, bütün maddeleri ezberliyor, defalarca Ankaraya YÖK e gidiyor, onlarca dilekce yazıyor ama nafile, kadin takmış bir kere. Bütün dilekçeler geri dönüyor. Bu arada üzüntüden Zature geçiriyor, 41 derece ateşli, vucudunda kistler çıkıyor ama vazgeçmiyor. Okulu mahkemeye veriyor bu arada Başka bir üniversiteye psikoloji bölümüne yatay geçiş başvurusu yapiyor ve kabul ediliyor. Kaydini yaptırıyor ama mücadeleden de per perişan.
Cift Anadal başvurusunun bitmesine 3 gun kala kendi okulunun sahibiyle bir görüşme yapiyor butun yaşadıklarını anlatıyor. Adam, kadını dikkatle dinliyor, çok şaşırıyor, cok üzülüyor, bunlardan haberi olmadığını hemen halledecegini söylüyor ve heyetiyle konuşuyor 1 günde senato kararı degisiyor, cift anadal basvurusunu kabul ediliyor . ( kendisi benim ikinci hayatımın başlangıç kahramanıdır ve ezeli dualarım hep onunladır, Bekir Okan ).
Kadin 2 bölüm birden okumaya başlıyor. Her gün sabah kizini anaokuluna birakip tuzlaya gidiyor ve her aksam kızı okuldan gelmeden eve dönmüş oluyor ve onunla ilgileniyor eviyle ilgileniyor, herkes yattiktan sonrada gece 3 kere kadar ders çalışıyor. Herkes 10 sinava girerken kadın 20 sinava giriyor ve hep bu STICKER dan güç aliyor. Ona bakıp başaracaksın diyor.
Bu arada kalan zamanında AÇEV icin gönüllü öğretmenlik yapip okuyamamış yetişkinlere ilkokul egitimi veriyor, yardim derneklerinde çalışiyor, kızının okulunda tam 5 sene sinif anneligi yapiyor, sınıftaki cocuklara dans, tiyatro koreografileri hazirlayip onlara ders veriyor, onlari yarışmalara hazırlıyor.
Sonra onur belgesiyle mezun oluyor, , ardından yuksek lisans, onlarca egitim. Bu süreçte evladını ihmal etmemek icin zamanindan ve sağlığından verdigi ödünler.
Bu mücadelenin sonunda kendi kendine bir karar veriyor, hayatımda bana üzüntü, rahatsızlık veren kişi olay ve olgulari tamamen hayatından çıkarmaya karar veriyor ve once 17 sene sağlıksız bir bağımlılığa dönüşmüş mutsuz evliliğini sonlandırıyor, onu mutsuz eden herkesi, her eşyayı ve hatta heryeri hayatindan uzaklaştırıyor ve kızıyla sadece huzur ve hayatta en cok istediği şey olan psikoloji mesleğine odakli bir yaşama başlıyor, 35 yaşında bir kadin ve tam 8 sene verdiği sağlam mücadele…….
Şimdi o bir Klinik Psikolog, özellikle Ergen, Panik Bozukluk ve mobbing mağdurlarına, yaşamış bir uzman olarak destek vermek icin çabalıyor. Bir anne, Panik Bozukluk geçirmiş bir hasta ve mutsuz bir evlilikten kendini kurtarabilmiş bir kadin olarak, aldığı egitimleri tecrübeleriyle taçlandırıp hastalarına en iyi sekilde destek olmaya çalışıyor.
Yalniz ayakta kalmakta zorlananlara sadece psikolog olarak degil, önce bir insan olarak yaşam destegi verme misyonuyla ilerliyor.
İyi niyet, sevgi ve empatinin , sallanan bir insana omuz olmanin, iyileştirme gücünün sihrini iyi biliyor ve tedavilerini bunun uzerine kuruyor. Müthiş bir Hayvansever.
Hatta hastalarından kurduğu bir grupla haftasonları artik dolap malzemelerinden sokak hayvanlarına kulübeler yapıyor, hem hayvanlara yardım ediyor hem de hastalarına harika bir etkinlik veriyor.
Haftalık gönüllü anne cocuk bilgilendirme toplantıları yapiyor, çünkü geleceğimizi doğru eğitilmiş çocukların kurtaracağını biliyor.
Sizce hedefi için bu kadar mücadele vermiş ve başarmış bir kadını zorluklar kolay yenebilir mi?

İŞTE O RESİMDEKİ STİCKER BU MÜCADELENIN EN GÜZEL TANIĞI VE  KAHRAMANIDIR.

Bu süreçte hep yanımda ve destekleriyle arkamda olan kızım Pelinsu’ya, Annem Zuhal Özaydin ‘a babam Sügar Özaydın ‘a, kardeşim veteriner hekim Sengül Özaydın ve canımız köpişimiz Mufin’ e sonsuz teşekkür ederim sizi çok seviyorum 

PELİN ÖZAYDIN